Covid-19 ilk defa 29 Aralık 2019’da Çin’in Wuhan şehrindeki deniz ürünleri ve canlı hayvan satan bir markette çalışan 4 kişide ve aynı günlerde bu marketi ziyaret eden çok sayıda kişide akciğer infeksiyonu (pnömoni) bulgularının tespit edildiğinin açıklanmasıyla gündeme gelmiştir. Hastalardan alınan örneklerin incelenmesi sonucunda 7 Ocak’ta, hastalığa neden olan virusun SARS (2002) ve MERS (2012) gibi Koronavirus ailesinden olduğu anlaşılmış ve virusa SARS-CoV-2 adı verilmiştir ve yol açtığı hastalığın adı COVID-19 olarak belirlenmiştir. SARS-CoV-2 genomunun SARS Koronavirusuyla %70 benzerlik gösterdiği bildirilmiştir. Dünya Sağlık Örgütü tarafından Şubat 2020 yılında bu hastalığa yönelik olarak Pandemi tanımlaması yapılmıştır ve hastalığın ortaya çıkmasından günümüze kadar resmi kayıtlara göre dünyada yaklaşık 700 milyon insan hastalığa yakalanmış ve ne yazık ki 7 milyon insan hastalığa bağlı olarak yaşamını yitirmiştir. Ülkemizde ise resmi kayıtlara göre bildirilen olgu sayısı yaklaşık 17 milyon, yaşam kaybı ise 102 bin kişidir.

Koronaviruslar insanlar arasında hastalık yapabilen, bazı hayvan türlerinde (kedi, deve, yarasa) tespit edilebilen geniş bir virus ailesidir. Hayvanlar arasında dolaşan Koronaviruslar zaman içinde değişim göstererek insana bulaşma yeteneği kazanabilirler ve böylelikle insan olguları görülmeye başlar. Ancak bu virusların insanlar açısından tehdit oluşturması, insandan insana bulaşma yeteneği kazanmalarından sonra söz konusu olur. SARS-CoV-2, Wuhan şehrinde canlı hayvan marketini ziyaret edenlerde ortaya çıkmış, insandan insana bulaşma yeteneği de kazanmış olan bir virustur.

Hastalık nasıl bulaşır?

Yeni Koronavirusun, diğer Koronaviruslar gibi solunum salgıları ile bulaştığı düşünülmektedir. Hasta kişilerden öksürük, hapşırık, gülme, konuşma sırasında çevreye saçılan virus içeren solunum salgısı damlacıkları, sağlam kişilerin mukozalarına temas ederek bu kişilerin hastalanmasına neden olur. Hastalığın bu şekilde insandan insana bulaşması için yakın temas (1 metreden yakın) gereklidir.

Bugünkü bilgiler ışığında Covid-19'un gıdalarla (et, süt, yumurta vb) bulaşmadığı söylenebilir.

Hastalığın belirtileri nelerdir?

Hastalık, 2-14 gün süren bir kuluçka süresinden sonra birden başlayan yüksek ateş (39 derece), öksürük ve nefes darlığı ile karakterlidir. Bazı hastalarda boğaz ağrısı ve burun akıntısı, tat ve koku alma duyularının kaybı olduğu görülmüştür. Hastalık genellikle orta-ağır bir klinik seyir göstermektedir. Ağır hastalanan ve ölen kişilerin büyük kısmı ileri yaştaki (>65y), altta yatan hastalıkları (akciğer hastalıkları, organ yetmezlikleri, kanser, diyabet, bağışıklık baskılayan hastalıklar) olan kişilerden oluşmaktadır. Genç sağlıklı erişkinlerde hastalık nispeten hafif seyretmektedir.

Tanı

Hastalığın klinik bulguları ile tanı düşünülse de kesin tanı boğaz ve burundan alınacak sürüntü örneklerinde virüsün genetim materyalinin polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) ile gösterildiği laboratuvar testi ile konulabilir.

Hastalıktan nasıl korunulabilir?

Hastalıktan korunmak için bir çok aşı geliştirilmiş ve günümüzde bu aşıların içinde en iyi korumayı sağladığı bilimsel çalışmalarla gösterilen m-RNA aşısı halen hastalıktan korunmak için uygulanmaya devam edilen aşıdır. Pandemi sürerken üretilen inaktive virüs açıları ve diğer aşıların zaman içinde virüsün geçirmiş olduğu mutasyonlar ile etkinlikleri düşmüştür. SARS-CoV-2 bir RNA virüsüdür ve bu virüsleri en önemli özelliklerinden biri çok sık mutasyona uğramalarıdır. Bu nedenle virüs yapısını çok hızla değiştirmekte ve hem hastalık yapabilme özelliğini arttırabilmekte hem de vücudun oluşturduğu bağışıklık yanıttan daha çabuk kaçabilmektedir. Bu nedenle hastalığa karşı geliştirilen aşılarda hızla güncellenerek dolaşımda yaygın olan varyantlara karşı etkili hale getirilmektedir. Bu nedenle bir çok ülkede yeni varyantlara karşı geliştirilen m-RNA aşıları ullanılmaya devam etmektedir. Ancak bu güncellenmiş aşılar ne yazık ki ülkemizde bulunmamaktadır. Bu nedenle korunmada ülkemizde şimdilik en etkili yöntem virusla (hasta kişilerle) temas etmekten kaçınmaktır. Bunun için özellikle risk grubundaki bireylerin toplu bulunulan kapalı ortamlarda maske takmaları, tüm toplumun hijyen kurallarına dikkat etmesi en önemli korunma yöntemleridir.

Hastalığın tedavisi var mıdır?

Bugün için Koronaviruslara etkili bir çok ilaç geliştirilmiştir. Ancak ülkemizde bu ilaçlar bulunmamaktadır. Hastalığı hafif geçirenlerde ana tedavi destek tedavisidir. Ateş, kas ve eklem ağrıları için parasetamol kullanılabilir. Risk grubunda olan bireylerde hastalık akciğer infeksiyonu ve buna bağlı olarak solunum sıkıntısı ile seyrediyorsa hastanın hastaneye yatırılarak destek tedavilerinin (oksijen desteği, sıvı verilmesi vb.) hastane verilmesi gerekir.